denizcilikofis
  BL-BZ
 
BLOKLAMA : Herhangi bir deniz geçidinin düşman tarafından kullanılmasına engel olmak maksadıyla kapatılmasıdır. Bu maksat için genellikle eski ticaret gemileri kullanılır. Bloklama gemileri kapatılacak geçidin ağzına getirilir ve burada batırılır.
 
BOCALAMAK : Gemilerin fırtınalı ve denizli havalarda ilerleyemeyip yalpa yapmasını önlemek ve uygun bir zamanda aksi rotaya dönmek suretiyle denizleri kıçtan almaya denir.
 
BOCİ : Yelkenli teknelerde pruvanın rüzgar altına döndürülmesi ve rüzgarın kıçtan alınması için verilen komuttur.
 
BOCİ ALABANDA TRAMOLA : Kısa zamanda dönüş yapmak için teknenin pruvasını rüzgar altına çevirmek üzere verilen komuttur. Bu komuta ile iskotalar hemen fora edilir ve dümene basılarak dönüş yapılır. 
 
BOCRUM : Yelkenli teknelerde kıç aynalığa yakın veya kıç aynalık üzerinde bulunan direğe denir. 
 
BOCRUM BUMBASI  : Bocrum yelkeninin açıldığı bumbaya denir.
 
BOCRUM GİZİ : Bocrum yelkeninin açıldığı ve yelkenin seren yakasının bağlandığı direktir.
 
BOCRUM YELKENİ : Bocrum gizi ve bumbası üzerine açılan dört köşe yelkene denir. Bocrum yelkeni genel olarak randa yelkeni ile birlikte mütalaa edilir ve çoğu zaman randa yelkeni şeklinde söylenir. 
 
BOCU ETMEK : Herhangi bir şeyin alt tarafını üst tarafına getirmektir.
 
BOCU POSTASI : Teknelerin baş ve kıç bodoslamalarına yakın olan yerlerindeki postalara denir.
 
BOCURUM : Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelkene denir.
 
BOCURGAT  : Küçük tonajdaki tekneleri karaya çekmek, ağır cisimleri sürüklemekte kullanılan ağaçtan yapılmış yatay kollu makinesiz çalışan ırgatlardır. 
 
BODOSLAMA  : Tekne omurgalarının baş, kıç taraflarından yukarıya doğru uzanan çelik, dövme demir veya ağaçtan yapılmış kısımlarıdır. Bunlardan baş taraftakine baş bodoslama, kıç taraftakine kıç bodoslama denir.
 
BODOSLAMA ASTARI : Bodoslamayı kuvvetlendirmek maksadıyla bodoslamanın iç tarafına ve bodoslama üzerine cıvatalarla bağlanan ağaca denir. 
 
BODOSLAMA AŞOZU : Bkz. Aşoz.
 
BOFOR MİKYASI : Rüzgar kuvvetinin rakamlarla ifade edilmesidir. 
 
BOĞATA  : Ağaçtan yapılmış ve her iki yanağı şişkin, yanaklarına üçer delik açılmış dilsiz makaralar. Boğatalar genellikle çarmıkların gerilmesinde kullanılır. 
 
BOĞMAK  : Kuvvetli rüzgarlarda yelkenlerin alanlarını küçültmek için yelkenleri istingalarla direk veya serenlere sarma işlemidir. Yelkenleri istinga etmek de denir. 
 
BOĞMA SALABURUN : Tirinket ve mayıstra yelkenlerini istinga etmek için kullanılan salaburunlardan serenin cundasına yakın olanına denir. 
 
BOĞMA SALABURUN PATASI : Boğma salaburunu yelkene bağlamak için yelkenin gradin yakalarında bulunan halattan yapılmış patalardır. 
BOLİVANT BOSA : Tonazlamada, tonoz telini bosalamak için kullanılan bosa çeşididir. Çelik bir muhafazadan oluşmuş, güverteye cıvatalarla bağlanmış sabit bosalardır. Madeni halatlara yeteri kadar kaloma verildikten sonra kol vasıtası ile açılan kanala halat yerleştirilir. Kol çevrilmek suretiyle rot ileri doğru hareket ederek halatı sıkar. 
 
BOMBİRES : Bkz. Ana Cıvadra. 
 
BONAÇE: Sakin ve durgun hava demektir. Denizin ve havanın limanlık haline denir.
 
BONAVELE : Çarmıklarla selviçlerin içinden geçebilmesi için çanaklığın ortasında bırakılan kare şeklindeki deliğe denir. 
 
BONCUK : Tek deliği olan ufak boğatalardır. 
 
BONCUK BOSA : Çıkarma gemilerinde araçları, tankları deniz bağına vurmakta kullanılan bosalardır.
 
BONCUK TORNO : Torsolom palangası ile pruva ve kontra iskotalarının donanımlarında kullanılan bir çeşit tornodur. Kanalın alt kısmı hizasındaki çıkıntılarda halatın gireceği delik vardır. Bu şekilde yapılmasında maksat, kabasorta donanımda halat boş bırakıldığı zaman boncuk tornonun tumba olmamasına ve dil ile veta arasına filasa veya başka bir şeyin sıkışmamasına yarar. 
 
BORA: Ani gelip çabuk gecen fakat çok şiddetli esen sağanaklı rüzgardır. Genellikle yağmurla birlikte gelir.
 
BORDA  : Gemilerin veya teknelerin dış tarafta ve su kesiminden yukarıda kalan yan kısımlarına denir. Sağ taraftakine, sancak borda, sol taraftakine, iskele borda adı verilir. 
 
BORDA BORDAYA : Gemi ve deniz araçlarının bordalarını birbirilerine vererek yan yana yatmasıdır. 
 
BORDA DEĞİŞTİRME : Bkz. Tramola. 
 
BORDA BOTU  : Gemilerin su kesimlerine yakın olan borda kısımları ile karinalarını temizlemede, lostra etmede ve faça boyası çekmekte kullanılan 10-15 fit boyundaki ufak ağaç veya fiber teknelere denir. 
 
BORDADA TESLİM  : Liman adetleri ve tüzükleri aksini emretmediği sürece mukavelede bordada teslim kaydı olduğu zaman yükün, gemi donanımlarının yetiştiği yere kadar teslimidir. Bordada teslim yükleyiciye aittir. Uluslar arası kısa adı FOB’ tur. 
 
BORDA FENERLERİ  : Seyir fenerleri içinde yer alan fenerlerdir. Gemilerin sancak ve iskele taraflarını belirtmek üzere yakılan ve özel yerlerine takılan seyir fenerlerinden sancak taraftaki yeşil, iskele taraftaki kırmızı renktedir. Borda fenerleri, pruvadan kemerenin iki kerte gerisine kadar ışık gösterecek ve iki mil mesafeden görülebilecek nitelikte olacaklardır. Herhangi bir sebeple borda fenerlerinin ışık göstermemesi halinde kullanılmak üzere gaz veya diğer bir madde ile ışık gösteren aynı benzer fenerler köprü üstüne yakın bir yerde hazır bulundurulmalıdır. 100 watt ve iki flamalı lamba kullanılır. 
 
BORDA FENERLİKLERİ : Borda ışıklarının pruvanın mukabil tarafından, kemerinin iki kerte gerisinden görülmelerini önleyecek şekilde yapılmış siperliklerdir.  
 
BORDA HALATLARI : Sahile veya bir gemiye aborda olmuş bir geminin bordası istikametinden vermiş olduğu halatlardır. Bkz. Parima.
 
BORDA İSKELESİ  : Personelin gemiye giriş çıkış yapmaları için bordaya konulan iskelelerdir. Sancak iskelesinden üst rütbeli subaylar, iskele iskelesinden diğer personel istifade ederler. 
 
BORDALAMAK : Denizdeki bir geminin veya sahildeki bir mevkiin, seyretmekte olan bir geminin kemeresi veya 090-270 nispi istikametinde bulunmasıdır. 
 
BORDA (YAN) MATAFORASI  : Demirli gemilerin denize indirdikleri deniz araçlarını bağlamaları için köprü üstü civarında bordalara dik olarak uzatılan ve ventolar yardımı ile tutturulan dikmelere denir. Büyük gemilerde bir bordada ikiden fazla matafora bulunur.
 
BORDA FENERİ : Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 derece açılı fenerlerdir.
 
BORDA PATALYASI : Bkz. Borda botu. 
 
BORDA ŞIPKASI/AĞI : Personelin gemiye çabuk girip çıkmaları için bordalarından sarkıttıkları ağlardır. Daha çok amfibi harekatta çıkarma gemilerinde bulunan personelin çıkarma araçlarına çıkmaları ve inmeleri için kullanılır. 
 
BORDA TİRİZİ : Bkz. Tiriz. 
 
BORDAYA ALMAK : Bkz. Bordalamak. 
 
BORİNA : Dört köşe yelkenlerin gradin yakalarının iskota yakasına yakın yerlerinde bulunan borina patasına İzbarço kasa ile bağlanan halata denir. 
 
BORİNA KAÇMA : Teknelerin kendi kendisine orsasına kaçmasına denir. Orsasına kaçıyor da denilir. 
 
BORİNA PATASI : Kare yelkenlerin gradin yakalarındaki matafyonlara halattan yapılan kaz ayaklarıdır. 
 
BORİNATA : Trinket yelkeninin borinasına verilen isimdir. 
 
BORNO  : Makaralarda tabla ile dilin merkezinden geçen demir veya pirinç çubuğa denir. Buna purno da denilir. 
 
BOSA  : Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir ve demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincirdir. 
 
BOSA CEVİZİ : Zincir bosalarında kullanılan kısa halatların çımasına yapılan cevize denir.  
BOSA ÇEMBERİ : Ana serenlerin hamaylılarını kuşatan demirden yapılmış çemberdir. Sereni tutacak olan bosa zinciri bu çember üzerindeki aneleye kilitlenir. Bkz. Seren. 
 
BOSA KİLİDİ : Bkz. Maça kilidi. 
 
BOSA KANCA  : Kanca içine geçirilmiş olan halat veya zinciri kolayca çıkarmak için kullanılan özel tipteki kancadır. 
 
BOSA PAYI : Bkz. Güverte payı.
 
BOSA SAPANI  : Bosa çemberi yerine kullanılan halat veya tel halattan yapılmış sapandır. 
 
BOSA TUTMAK : Bir halat veya zinciri bedeni üzerine bosa vurarak tutmaya denir. 
 
BOSA ZİNCİRİ : Bkz. Zincir bosa. 
 
BOŞ  : Herhangi bir yere verilmiş olan halatın gergin vaziyette bulunmayışına ve bir geminin yüklü olmayışına denir. 
 
BOŞ AL  : Bir yere verilmiş olan halatın gergin durumda bulunması amacıyla sarkan kısmının alınması için verilen komuttur. 
 
BOŞALTMA : Mal nakli için bir gemi kiralayan bir kimsenin yükleme veya boşaltma işini, yapılan sözleşmede eğer sözleşme yoksa mahalli kurallara göre uygun bir sürede yapmasıdır. 
 
BOŞ DEPLASMAN : Geminin yüklenmeden önceki ağırlığıdır. Genel olarak boş ağırlık denir. 
 
BOŞ MAİMAHREÇ TONAJI : Bkz. Hafif maimahreç. 
 
BOŞ SU ÇEKİMİ  : Boş deplasman durumundaki bir geminin su çekimine denir. 
 
BOŞUNU ALMAK : Bkz. Boş almak. 
 
BOŞ VER : Volta edilmiş veya tutulmakta olan bir halatın gerektiğinde sağılması için verilen komuttur. 
 
BOT  : Bir veya iki çift kürekle hareket eden, güvertesi olmayan ayna kıçlı ağaç, lastik  veya fiberden yapılmış ufak teknelerdir. 
 
BOT KALASTRASI : Güverteye alınan deniz araçlarının üzerine oturmaları için karinasının kavrayacak şekilde yapılmış ve güverteye sağlamca tespit edilmiş kalın ağaçlardır. 
 
BOT KAPELESİ  : Ufak deniz araçları ile filikaların güvertede veya mataforada bulundukları zaman yağmur ve deniz sularının içine dolmaması veya güneş ısısı ile armuzlarının açmaması için üzerlerine serilen branda örtüye denir. 
 
BOT MATAFORASI : Botların güverteye alınmaları için bot kaz ayaklarının anelesinden bağlanıp kaldırılmasında kullanılan ufak mataforadır. 
BOT PUSULASI : Filika gibi ufak deniz araçlarında kullanılan elle taşınabilir seyyar, küçük mıknatısı pusuladır. Bunlara filika pusulası da denir. 
 
BOT TENTESİ : Ufak deniz araçlarında oturanların güneşten korunmaları için baş ve kıç tarafa konulan T şeklindeki punteller üzerine açılan tentedir. Tentenin açıldığı puntellere istalyoz denir. 
 
BOYA TABANCASI : Boya tabancaları, boyanın ve havanın ayrı ayrı yönlere doğru püskürtüldüğü, boyanın atomize olarak tatbikini sağlayan bir alettir.
 
BOYLAM : Bir mevkiin boylamı, o mevkiden geçen boylam ile başlangıç boylamı arasındaki doğuya olan ekvator yayı veya açısıdır. Başlangıç boylamı sıfır derece olup Greenwich'ten geçtiği kabul edilir. Boylamlar doğuya doğru eksi değerde olup 0 dereceden 180 dereceye. Batıya doğru artı değerde ve 0 dereceden 180 dereceye kadar ölçülür. 15 derecelik iki boylam arası bir saat olarak kabul edilir.  
 
BOYLAM FARKI : İki mevkiden geçen boylamlar arasındaki en kısa ekvator yayıdır. Mevkilerin her ikisi de doğuda veya batıda olursa boylam farkı boylamlar arasındaki adedi fark, mevkilerden biri doğuda diğeri batıda olursa boylam farkı boylamların toplamına eşittir. 
 
BOYLAM KEMERE : Gemilerin güvertelerini sağlamlaştırmak için güverte altlarına konulan ve geminin başı ve kıçı istikametinde uzanan kemerelerdir. 
 
BOYNA  : Ufak deniz araçlarında dümen yerine kullanılan ve kıç aynalığa kayışla bağlanarak geriye doğru sarkıtılan kürek. Boynayı sağa sola sallamak suretiyle ufak tekneler ileriye doğru gider. Buna boyna küreği de denir. 
 
BOYNA KÜREĞİ : Bkz. Boyna. 
 
BOYNUZ: Kalafatçıların kullandıkları yağdanlıklara denir.
 
BOYUNDURUK : Bitalara, kemere istikametinde geçirilen demir çubuktur.
 
BOYUNDURUK YEKE : Ekseriyetle kiklerde kullanılan daire yayı şeklindeki yekeye denir. 
 
BÖLME  : Gemilerin duruş kabiliyetlerini artırmak için gemi dahilindeki muhtelif yerleri birbirinde ayıran tam su geçirmez bölme perdeleri arasında kalan boşluklara denir. 
 
BÖLME DAYAKLARI : Bölmeleri takviye etmek maksadıyla kullanılan ağaç dayaklar. Bu dayaklar bölmelerin içinde muhafaza edilir ve yandaki bölme su aldığında bölmeyi takviye etmek üzere kullanılır. 
 
BÖLME KAPORTASI : Bir bölmeden diğerine geçmek için su geçirmezliği temin edilmiş olan geçitlerin kapılarıdır.  
 
BÖLME PERDELERİ : Bir geminin makine dairesi ile yük ambarlarını veya diğer yerleri birbirinden ayırmak, geminin duruş gücünü ve arzani (enine) sağlamlığını artırmak, yangın esnasında yangının bir bölmeden diğerine geçmesine mani olmak üzere yapılmış olan arzani su geçirmez perdelerdir. Perdelerden bir diğerine geçişler, perdeler üzerindeki su geçirmez bölme kaportaları vasıtasıyla sağlanır.
 
BÖLÜM EMİNİ: Gemilerde ikmal subayı emrinde çalışan ve hesap ve iaşe işiyle uğraşan erlere denilirdi.
 
BRAGA/BRAGA : Bkz.Birago. 
 
BRAGOT : Seren cundalarındaki prasya tornolarına denir. 
 
BRAKİL : Bkz. Baston brakili. 
 
BRANDA  : Tente ve kapela yapımında kullanılan su geçirmez, kalın bezlerdir. 
 
BRANDA (DENK) BAĞI  : Tente ve branda gibi denk yapılacak malzemeleri bağlama işlerinde kullanılır.
 
BRİGANTİN : Pruva direği kabasorta arma, grandi direği sübye arma olan ve brik tipi yelkenli gemilerden daha küçük gemiye denir. Bunlara uskuna brik de denilir.
 
BRİG/BRİK : İki direkli ve kabasorta armalı yelken gemisine denir.  
 
BUDÜ TAMAMİ (DEPARTURE) /BOYLAM ARALIĞI : İki mevkiyi birleştiren kerte hattının, doğuya  veya batıya doğru mil cinsinden kat ettiği mesafe. 
 
BULMAK: Bir geminin karaya fazla yaklaşması sonucu karinasının herhangi bir noktasının deniz dibine değmesi, bir geminin gideceği yere varmasına denir.
 
BULUT  : Su buharının atmosfer içindeki görüntüsüdür. Bulutlar bulundukları yüksekliklere göre üç sınıfa ayrılırlar.1-YÜKSEK BULUTLAR: Sirüs , Sirostratüs , Sirokümülüs. 2- ORTA BULUTLAR: Altostratüs , Altokümülüs.
3- ALÇAK BULUTLAR: Stratokümülüs , Nimbosratüs, Kümülüs. Kümülonimbüs , Stratüs
 
BULUT TAVANI : Bulutların yeryüzünden olan yüksekliğidir. 
 
BUMBA  : Genel anlamda yatay olarak kullanılan serenlere denir. Yan yelkenlerin altabaşo yakalarını gelip açmak üzere kullanılan serenlere de bumba denir. Bumbalar açıldıkları yelkenlerin isimleri ile anılır.
 
BUMBA ÇATALI : Bkz. Çatal. 
 
BUMBA ÇEMBERİ : Bumbaların dik ventosunu ve orsa pupa palangalarını takmak üzere bumbalara geçirilmiş olan bir veya birden fazla mapası olan demir çemberdir. Bumba çemberine orsa pupa çemberi de denir.
 
BUMBARTA: Kıçı aynalı ve ıskota armalı çırnıktan büyük yelken gemilerdir.
 
BUMBA YARIMAYI : Üzerine bumbanın çatalı oturan direğe mıhlanmış yarımay şeklindeki ağaca denir. 
 
BUNKER : Gemi ambarlarına verilen genel isimdir. 
 
BURAK SANCAĞI : Bkz.Tehlike sancağı. 
 
BURMALI CAMADAN BAĞI : Camadan bağının daha sağlam olması için yapılan bağ olup, camadan bağı ile aynı yerlerde kullanılır.
 
BURTON DONANIMI : İki gemi arasında transfer amacı ile, çift vinç ve çift bumba ile kurulan donanımdır. Burton kamçıları denilen halatlar vasıtasıyla yük, düzgün bir şekilde kaldırılır ve transfer edilir. Ancak, yeni ve pratik donanımlar nedeniyle kullanım alanı oldukça azalmıştır.
 
BRANDA : Personelin yatmaları için dikdörtgen şeklinde branda bezinden yapılmış yatak altlığıdır. 
 
BRANDA BAĞI : Yelkenleri ve brandaları sarmak için mezevoltalardan ibaret olan bağ. 
 
BRANDA KASAVELESİ : Branda şıpkalarının bağlanması için erat mangalarının alabandalarına veya puntellerin üzerlerine konulan demir çubuklar veya buralara gerilen halatlara denir.  
 
BRANDALIK : Brandaların gündüzleri muhafaza edildikleri gemi içindeki bölmeler, ayrılmış olan yerlere denir. Brandalıkların güverte üzerinde olanlarına prampet veya metres denilir. 
 
BRANDA ŞIPKASI : Branda bezlerinin üzerindeki matafyonlara bağlanmak üzere bir anele içinden geçirilerek yapılan şıpkalardır. 
 
BURÇLAR : Ekliptiğin her iki tarafına 80 derece uzayan gök kuşağına burçlar mıntıkası denir. Bu mıntıkada , güneş, ay ve seyre elverişli gezegenler (mevki tayini için irtifa almaya yarayan gezegenler) bulunur. Burçlar mıntıkası 12 kısma bölünmüş olup isimleri Arapça ve Türkçe olmak üzere şöyledir: Koç-Hamal, Boğa-Sabir, İkizler-Cevza, Yengeç-Seretan, Aslan-Esat, Başak-Sümbüle, Terazi-Mizan, Akrep-Akrep, Yay-Kavis, Oğlak-Cedi.           
 
BURGATA  : Bitkisel halatların kalınlık ölçü birimdir. Bir halatın çevresinin uzunluğunu o halatın burgatasını gösterir.1 burgata 1 pus veya 2,54 cm eder.
 
BURGATAMETRE : Lif halatların burgatalarını ölçmekte kullanılan taksimatlı bir kumpastır. Tel halatların kalınlıkları da burgatametre ile ölçülür. Ancak tel halatlarda ölçülen kısım halatın çevresi değil, halatın çapıdır.Tel halat burgata metrelerinde taksimat bu esasa göre yapılmıştır.
 
BURLOTA: Eski deniz savaşlarında kullanılan bir çeşit ateş gemisidir.
 
BURİNA : Bkz. Borina. 
 
BURİNATA : Bkz. Borinata. 
 
BURMALI KANCA BAĞI : Bir halatı bedeninden kancaya bağlamak için yapılan bağ. 
 
BUZKIRAN BAŞ : Kutup bölgelerinde gemilerin buzullardan, donmuş deniz ve nehir ile liman içlerinde çalışan gemilerin seyir yapabilmelerine olanak sağlayan, baş bodoslama ve çenesinde buzları kırmak için yapılmış başlardır.
 
BÜKÜM : Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesidir. Kolları sağa kıvrıklı halatlara sağa bükümlü sola kıvrıklı halatlara sola bükümlü halat denilir.
 
BÜLBÜL  : Palanga rigavolarının bağlanmaları için makaraların alt kısımlarında bulunan radansa ve kasaya denir. 
 
BÜYÜK AVARYA : Denizde bir tehlikeden korunmak için yapılan müşterek masraf ve tehlikeden dolayı hasıl olan zarara denir. Büyük avarya sebebiyle meydana gelen masraflar gemi, navlun ve yük arasında taksim edilir. Başlıca büyük avarya tipleri şunlardır: Gemiyi karaya oturtma, gemiyi hafifletme, denize mal atma, barınma, gemi savunması, tevkif ve dispeç için borçlanmadır.
 
BÜYÜK AYNA : Sekstant uzade kolunun üst kısmına ve aletin yüzeyine dik olarak konulmuş aynaya denir. 
 
BÜYÜK BASTON : Ana cıvadra üzerine sürülen bastona denir. 
 
BÜYÜK BASTON KÖSTEĞİ : Büyük baston cundasının yukarıya doğru kalkmaması için bir çıması sakalın cundasına bağlanan halata denir. 
 
BÜYÜK BASTON MARSİPETİ : Flokların aşağıya indirilmeleri sırasında personelin rahat çalışabilmeleri için bir çıması büyük baston destamorasına diğer çıması ventolara bağlanan ve doblin bırakılmış halatlardır. 
 
BÜYÜK BASTON VENTOSU : Bastonun sağa ve sola oynamasını önlemek için bir çıması bastonun cundasına diğer çımaları bıyığın her iki cundasına bağlanan halatlardır. 
 
BÜYÜK DAİRE : Yer küresinin merkezinden geçen düzlemin kesitinde meydana gelen dairedir. Bir büyük dairenin baş noktası kutuba en yakın bulunan noktasıdır.
 
BÜYÜK DAİRE SEYRİ : Dünya üzerinde, iki mevki arasındaki en yakın mesafe bu iki mevkiden geçen büyük daire yayı olduğundan Okyanuslarda yapılan uzun mesafeli seyirlerde daha kısa yoldan seyri tamamlamak için, kalkış ve varış mevkilerinden geçen, büyük daire yayı üzerinde yapılan bir seyirdir. 
 
BÜYÜK FLOK : Pruva gabya direğinin kapelasından büyük bastonun cundasına gelen larmonun üzerine açılan üç köşeli yelkene denir. Buna dış büyük flok’ta denilir.
 
BÜYÜK FLOK LARMOSU : Pruva gabya çubuğunun kapelasından büyük bastonun cundası arasına donatılan ve üzerine büyük flok açılan istralyadır. 
 
BÜYÜK MANCANA: Büyük ağaç fıçılardır.
 
BÜYÜK TON : 2240 librelik bir ağırlıktır. 
 
BÜYÜK TONOZ : Harp gemilerinin kıç taraflarında veya omuzluklarında küçük gemilerde kıç üstünün uygun bir yerinde bulunan ve genellikle ocaklık demirlerinin üçte ikisi ağırlığında olan demirdir. Tonoz demiri de denir. Büyük tonoz demirleri sığlığa oturmuş gemileri yüzdürmede, demirli gemilerin demir mevkilerini değiştirmede ve salmayı önlemek için kullanılır.
 
  Bugün 27 ziyaretçi (30 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol