MEVKİ AÇISI : Atış yapan geminin hedeften olan nispi kerterizidir. Hedefin pruvasına göre sağa doğru 360 dereceye kadar ölçülür.
MEVKİ CETVELİ : Bir geminin, subaylar ve eratının; liman, seyir ve harp talimlerindeki görev yerlerini ayrı ayrı göstermek üzere çizilmiş cetvellere denir. Donanmada günümüzde buna Role denmektedir.
MEVKİ DAİRESİ : Bir gök cisminin, yeryüzündeki coğrafi noktasından düzeltilmesi, sekstant açısı ile yaptığı dairedir.
MEVKİ HATTI : Geminin üzerinde bulunduğu doğru veya eğri hattır.
MEVLANA CEVİZİ : İskele kenarlarında bulunan puntellerin başlarında bulunan deliklerden geçirilen halatın , halat bosalarının çımalarına yapılan bir cevizdir. Bu ceviz bir piyan cevizi ile üstüne bir de fener yapılıp suga edildikten sonra, halatın bedeni üzerine sarkan kolların, yanlarına rastlayan kolların altından yukarı doğru birer defa daha yürütülerek yapılır. Vardamana cevizi de denir. Bkz. Piyan cevizi, Fener cevizi.
MEVRİD : Varış limana denir.
MEVSİM RÜZGARI : Belirli mevsimlerde, belirli yönlerden esen rüzgarlara denir. Bunlara ticaret rüzgarları da denir.
MEYDANCI : Gündüzcü, gece vardiyası tutmayan, fakat bütün gün çalışan gemi adamına denir. Lostromolar ve eskiden yelkenciler gibi.
MEYİL : Gök cisminin saat dairesi üzerinde gök ekvatorundan olan açısal mesafesidir. 90 dereceye kadar derece, dakika ve saniye yönünden ölçülür ve gök cisminin ekvatorun kuzey veya güneyinde olmasına nazaran kuzey veya güney işaretini alır. Meyil gözlemcinin arzına eşittir.
MEYİL AÇISI : Geminin güvertesine dik olan çizgiden sapma, meyil açısıdır.
MEYİL DAİRESİ : Bir gök cisminin gök ekvatoruna paralel ve meyil açısı kadar gök ekvatorundan uzak üzerinde bulunduğu günlük nispi hareket yörüngesidir.
MEYİL PARALELİ : Bir gök cisminin günlük zahiri izine denir. Meyil paraleli üzerinde bulunan her noktanın ekvatordan uzaklığı gök cisminin meyline eşittir. Meyil paraleli yer küresi üzerindeki arz paraleline de eşittir.
MEZARNA : Fırtınalı havalarda deniz sularının güverteyi yaladığı, yağmur suları ile güverte yıkanırken suların güverte üzerinde açılmış ambar ağızları ile kaporta ve lumbarlardan içeriye girmemesi için güverte üzerine yapılmış olan yüksek kısımlara denir.
MEZE : Tam yukarıya kaldırılması gereken bir şeyin yarıda bulunmasına denir. Yarı, yarı da, yarıya manasında kullanılan terimdir.
MEZE ASTARI : Yelkenlerin toplanmasında kullanılan mezo ve gargafundo selviçelerinin yelkenlerle temas eden yerlerini yıpranmaması için yelken bezi üzerine ve selviçeler istikametinde dikilen ikinci kat beze denir.
MEZE BORDA ATEŞ : Geminin bir bordaya ateş edebilen bütün toplarını ateş etmesi, buna konsantre ateş de denir.
MEZE FIRKATEYN : Bataryalarındaki topları mükemmel olup da güvertesinde hiç topu bulunmayan firkateyne denir.
MEZE GÜVERTE : Alandan istifade etmek için iki güverte arasına yapılan ve bölmeler arasında kalan güverteye denir.
MEZE KAPAK : Güvertesine fazla top konarak güverte bordası bir kapağın palavra bataryası gibi beyaza boyanmış firkateyne denir.
MEZESTRE : Tam toka edilmesi gereken bir şeyin toka edilmeyip yarıda bulundurulmasına denir. Matem günlerinde milli sancağın yarıya kadar çekilmesi.
MEZESTRE ETMEK : Mezestre işinin yapılmasına denir.
MEZEVOLTA : Bir halatın çıması diğer bir halat veya serenin üzerine kros yapıldıktan sonra çıması ile bedenin çekilmesi suretiyle yapılan bir bağdır.
MEZEVOLTALI DÜLGER BAĞI : Seren veya kalasları deniz içinde veya karada sürüklemek için dülger bağı ile mezevolta'dan ibaret bağ.
MEZEVOLTALI KAZIK BAĞI : Kazık bağını kuvvetlendirmek için kazık bağı yapıldıktan sonra çımasının beden üzerinde bir veya iki mezevolta alınması suretiyle yapılan bir bağdır.
MEZEVOLTALI YOMA BAĞI : İki yomayı birbirine eklemekte kullanılan bağdır. İki yomayı birbirine bağlamak için halat çımalarının karşılıklı olarak bedenleri üzerine yapılan mezavoltalardan ibaret bir bağdır.
MEZO : Trinket, mayıstra ve foa yelkenlerinin altabaşo yakalarının serenlere kaldırılması ve serenler üzerine sarılmasını kolaylaştıran selviçelere denir.
MEZO TORNOSU : Ters maymun da denir. Donanımları birbirinin aksi istikametlere kumanda etmek üzere baş başa raptedilmiş iki tornodan meydana getirilmiş makaralardır.
MEZO ASTARI : Mezo ve gargafundo selviçelerinin yelkenlere değdiği yerleri yıprandırmaması için yelkenin altabaşo yakasından yukarıya doğru dikilen ensiz bezdir.
MIKNATIS : Demir ve çelik parçalarını çekme ve yöneltme özelliğine sahip maddedir.
MIKANTIS ANAHTARI : Muhabere maniplelerinde temas noktaları arasında şerare meydana gelmesini önlemek için yapılmış bir alettir.
MIKNATIS ÇUBUKLARI : Pusuladaki yapay sapmayı düzeltmek için kullanılan mıknatıs çubuklara denir.
MIKNATISİ EKVATOR : Serbest pusula ibresinin dünya üzerinde mıknatısı dip oluşturmadığı, kuzeye ve güneye meyletmediği ibre eğiminin olmadığı noktaların birleştirilmesinden oluşan hat, çizgiye denir. Bu çizgi aynı zamanda dünyanın kırmızı, mavi mıknatisiyetini de ayırıcı hattır.
MINTIKA VAKTİ : 15 dereceye bölünmesi mümkün olan en yakın meridyen mahalli ortalama vaktidir.
MİÇAÇO : Ağır cisimlerin kaldırılmasında kullanılan krikoya benzer bir alettir.
MİÇO : Ticaret gemilerinde, kamara hizmetlerinde ve benzeri hafifi gemi işlerinde çalıştırılarak yetiştirilen gemici adaylarına denir.
MİÇOZ : Lavra deliğine konulan kılavuz tapaya denir.
MİL : Denizde mesafe olarak mil ölçüsü 15.5.1964 tarih ve 476 sayılı yasa ile karasuları için 1852 metre olarak kabul edilmiştir. 2000 yarda . Ya da mekanik donanımdaki şafta denir.
MİLİBAR : Bar 1/1000: olup barometrik basınç birimi olarak kullanılır. Santimetre kareye isabet eden 1.000 dinlik bir kuvvete eşittir.
MİNDA OLMAK : Yürya olan bir palanganın makaralarının birbirine değecek şekilde yaklaşmasıdır. Makaraların birbirine kavuşmasına denir. Palanganın virası sonucu vetanın biterek makaraların birbirine temas etmesidir.
MİSTAÇO : Cıvadrayı geminin talimarına bağlamak için cıvadra ile talimar arasına donatılan halat veya zincire denir.
MİSTİKA : Teknesi ve arması ‘’Uskuna’’ tarzında yapılmış fakat direkleri uskunanın grandisi gibi hep sübye olarak donatılmış lumbarsız yelkenlilere denir. Bunlar cesametçe uskunadan küçüktürler.
MİSTRAL : Lyon ve Cenova körfezlerinde esen kuvvetli yıldız karayel fırtınasına denir.
MİYAMA ASTARI : Kare yelkenlerin serene bağlanan miyama yakalarını sağlamlaştırmak için yelken bezi üzerine dikilen ensiz beze denir.
MİYAMA HALATI : Yelkenlerin miyama yakalarına dikilen halata denir. Cunda halatı da denir.
MİYAMA HALATLARI : Miyama yakalarını serene bağlayan halatlardır. Bunlara miyama kamçısı da denir.
MİYAMA KALÇETESİ : Miyama yakasını seren üzerindeki vardevelalara bağlamak için kullanılan kalçetelere denir.
MİYAMA KAMÇISI : Bkz. Miyama Kalçetesi.
MİYAMA MATAFYONU : Bkz. Miyama patası.
MİYAMA PATASI : Miyama halatlarının bağlandığı yelken üzerindeki aneleye denir. Miyama Patasına bağlanan miyama halatı serenin cundasına bağlanır.
MİYAMA SAPANI : Yelkenin miyama yakasının serene bağlamak için serenin cundasında bulunan radansalı sapana denir. Miyama halatı radansa içinden geçirilerek serene bağlanır.
MİYAMA TİRNELELERİ : Bkz. Miyama kalçetesi.
MİYAMA YAKASI : Kare yelkenlerin serene bağlanan üst taraftaki düz kısmına denir.
MİYAR GEMİ : Birlik dahilindeki gemilerin nispi hareketlerine nazaran hareket eden gemiye denir.
MİYAR GÜVERTE : Gemi miyar pusulasının bulunduğu kapalı köprü üstünün üstündeki güverteye denir.
MİYAR PUSULA : Tevcih kuvveti arzın magnetik alanına bağlı olan ve gemideki magnetik tesirlerden uzak bir yerden genellikle miyar güverte üzerinde bulunan pusulaya denir.
MİYAR VAKİT : Hususi bir alan için miyar meridyen olarak kabul edilen meridyene göre olan mahalli ortalama vakittir.
MİZANA : Genel olarak geminin üçüncü direği ve bu direk üzerindeki armaların tümünü kapsayan terimdir.
MİZANA ABAŞO BABAFİNGO SERENİ : Mizana direği üzerinde bulunan ve çift olan babafingo serenlerinden altta olanına denir.
MİZANA ABAŞO BABAFİNGO YELKENİ : Mizana abaşo babafingo sereni üzerine açılan kare yelkene denir.
MİZANA ABAŞO GABYA SERENİ : Mizana gabya çubuğu üzerinde bulunan iki gabya sereninden altta olanına denir.
MİZANA ABAŞO GABYA YELKENİ : Mizana abaşo gabya sereni üzerine açılan yelkene denir.
MİZANA ABAŞO VELENASI : Mizana ana direği ile kontra mizana ana direği arasına açılan ve güverteye en yakın velena yelkenidir.
MİZANA ANA ÇARMIKLARI : Mizana ana direğine yan taraflarından bordalar istikametinden tutan çarmıklara denir.
MİZANA ANA DİREĞİ : Grandi ana direğinden sonra gelen geminin üçüncü direğine denir.
MİZANA ANA İSTİRALYASI : Mizana ana direğini baş tarafından pruvaya doğru tutan halata denir.
MİZANA BABAFİNGO ÇARMIKLARI : Mizana babafingo çubuğunu baş tarafından bordalar istikametinde tutan ve çanaklığa kapela olan armalara denir. Mizana babafingo sartiyesi de denilir.
MİZANA BABAFİNGO ÇUBUĞU : Mizana direğinin güverteden itibaren üçüncü çubuğuna denir.
MİZANA BABAFİNGO DESTAMORASI : Mizana babafingo çubuğu üzerinde bulunan kontra çubuğunu sabit tutmak için babafingo çubuğunun baş tarafına konulan destamoraya denir.
MİZANA BABAFİNGO GARGAFUNDOLARI : Mizana babafingo yelkeninin altabaşo yakasını seren hamaylısına kaldırmak için altabaşo yakasına donatılan selviçelere denir.
MİZANA BABAFİNGO GURCATASI : Mizana babafingo çubuğu üzerinde bulunan ve kontra çubuğunun armasını yapmak ve çanaklık kurmak için konulan omurga hattına dik kütüklere denir.
MİZANA BABAFİNGO İSTİRALYASI : Mizana babafingo çubuğunun şıpkasından pruvaya doğru tutan kalın halata denir.
MİZANA BABAFİNGO MANTİLYASI : Mizana babafingo serenini güverteye paralel bulundurmak için seren cundalarından direğe alınan halatlara denir.
MİZANA BABAFİNGO MARSİPETLERİ : Mizana babafingo sereninin cundalarından alınıp serenin hamaylısına donatılan ve marsipet ayaklarının bağlandığı halatlara denir.
MİZANA BABAFİNGO PATRİSALARI : Mizana babafingo çubuğunu bordalar istikametinde kıça doğru tutan armalara denir.
MİZANA BABAFİNGO PIRASYASI : Mizana babafingo serenini rüzgarın estiği tarafa çevirmek ve yelkeni rüzgarla doldurmak için serenin cundalarına donatılan selviçelere denir.
MİZANA BABAFİNGO SALABURUNU : Mizana babafingo yelkeninin gradin yakalarını serene kaldırmak için gradin yakalarına donatılan selviçelere denir.
MİZANA BABAFİNGO SERENİ : Mizana babafingo çubuğu üzerinde bulunan iki serenden üstte olanına denir.
MİZANA BABAFİNGO VELENASI : Mizana babafingo çubuğunun kapelasından grandi direğinden alınan istiralya üzerine açılan üç köşe yelkene denir.
MİZANA BABAFİNGO YELKENİ : Mizana babafingo sereni üzerine açılan yelkendir.
MİZANA ÇARMIKLARI : Mizana ana direğine yan taraflarından bordalar istikametinden tutan armalara denir.
MİZANA DİREĞİ : Üzerinde ana direk, gabya ve babafingo çubukları olan ve pruvadan itibaren üçüncü durumda bulunan direğe denir.
MİZANA FOA İSKOTASI : Bkz. Foa iskotası
MİZANA GABYA ÇARMIKLARI : Mizana gabya çubuğunun kapelasından alınarak mizana ana direği üzerindeki çanaklığı kapela olunan ve çubuğu yan taraflarından tutan halatlara denir.
MİZANA GABYA ÇUBUĞU : Mizana ana direği üzerine sürülen çubuktur.
MİZANA GABYA GARGAFUNDOLARI : Mizana gabya yelkeninin altabaşo yakasını seren hamaylısına kaldırmak için altabaşo yakasına donatılan selviçelere denir.
MİZANA GABYA GURCATASI : Mizana gabya çubuğu üzerinde bulunan ve babafingo çubuğunun armasını yapmak ve çanaklık kurmak için konulan omurga hattına dik kütüklere denir.
MİZANA GABYA İSTİRALYASI : Mizana gabya çubuğunun pruvaya doğru tutan kalın halata denir.
MİZANA GABYA MANTİLYASI : Mizana gabya sereninin güverteye paralel bulundurmak için seren cundalarından direğe alınan halatlardır.
MİZANA GABYA MARSİPETLERİ : Mizana babafingo sereninin cundalarından alınıp serenin hamaylısına donatılan ve marsipet ayaklarının bağlandığı halatlardır.
MİZANA GABYA PATRİSALARI : Mizana gabya çubuğunu bordalar istikametinde kıça doğru tutam armalara denir.
MİZANA GABYA PIRASYASI : Mizana gabya serenini rüzgarın estiği tarafa çevirmek ve yelkeni rüzgarla doldurmak için serenin cundalarına donatılan selviçelere denir
MİZANA GABYA SALABURUNU : Mizana gabya yelkeninin gradin yakalarını serene kaldırmak için gradin yakalarına donatılan selviçelere denir.
MİZANA GABYA SERENİ : Mizana gabya çubuğu üzerinde bulunan iki serenden üstte olanı. Lağ yelkenleri ile donatılmış teknelerde lager sereni üzerindeki serene de mizana gabya sereni denir.
MİZANA GABYA VELENASI : Mizana gabya çubuğunun kapelasından grandi direğinin çanaklığına alınan istiralya üzerine açılan üç köşe yelkendir.
MİZANA GABYA YELKENİ : Mizana gabya sereni üzerine açılan yelkendir. Lağ yelkenleri ile donatılmış teknelerde mizana lağ yelkeni üzerine açılan yelkene de mizana gabya yelkeni denir.
MİZANA İSTİRALYATASI : Mizana kontra payından pruvaya kadar uzanan halata denir.
MİZANA KONTRA ÇUBUĞU : Mizana babafingo çubuğu üzerine sürülen çubuktur.
MİZANA KONTRA SERENİ : Mizana kontra çubuğu üzerinde bulunan serene denir.
MİZANA KONTRA YELKENİ : Mizana kontra sereni üzerine açılan yelkene denir.
MİZANA KONTRATA SERENİ : Mizana kontra çubuğu üzerinde bulunan serene denir.
MİZANA KONTRATA YELKENİ : Mizana kontrata sereni üzerine açılan yelkendir.
MİZANA LAGER SERENİ : Lağ yelkenleri ile donatılmış yelkenli teknelerde mizana direğine basılan lağ yelkeninin açıldığı serene denir.
MİZANA LAĞ YELKENİ : Mizana lager sereni üzerine açılan kareye benzer yelkendir.
MİZANA PAYI : Grandi direği ile mizana direği arasındaki yatay mesafeye denir.
MİZANA PİKİ : Randa yelkeni üzerine açılan üç köşeli yelkene denir.
MİZANA SERENİ : Bkz. Foa sereni.
MİZANA VELENASI : Bkz. Markiz.
MİZANA YELKENİ : Bkz. Fao yelkeni.
MİZANA ZİFOSU : Mizana kontra kapelasından çabuğun şapkasına kadar olan kısma denir.
MODA : Kütük başı camadanını ifade için kullanılan bir tabirdir. Gabyaların kütük başı camadanda bulunuşlarına, Gabyeler Moda da denir.
MODA YELKENİ : Direkler üzerine sürülen ve kıça doğru hafifçe meyilli olan serenlere açılan, bumbalı veya bumbasız olarak kullanılan üç köşe yelkene denir. Huri veya pena yelkeni de denilir.
MOLA : Halatın kıvrılmasına denir. Bir yere verilmiş halatın koyuverilmesi için verilen komuttur. Ya da gergin olmayan halatın sarkan kısmındaki boşluk.
MOLA BOSA GABYE : Sarılı bir halde bulunan gabye yelkenlerini fora edip iskotalarını almak için verilen bir komuttur.
MOLA BOSA KAMÇISI : Sarılan gabya yelkenlerinin hamaylısını çubuğa sıkmak için kullanılan parça halata denir.
MOREL : Gemi postalarının yukarı doğru gittikçe incelmesine denir.
MORFİDAR : Geminin ana güverte düzeyinde bordaların birbirine paralel olduğu yere kadar uzanan kıç eğimine denir.
MORİLE : Herhangi bir sebeple gemi veya deniz aracının su kesimine yakın borda veya karinasında açılmış olan delikleri tıkamakta kullanılan koni şeklinde yontulmuş, üzeri yağlı üstübü ile sarılmış ağaç takoza denir.
MORİLE ETMEK : Su kesimine yakın yerlerde açılmış olan yarayı morile ile tıkayarak körletmektir. Babayı birkaç kere volta edilmiş halatın boşaltılması için voltalarının teker teker işletilerek gevşetilmesine denir.
MORİZE : Yelkenlerin, camadana vurulacağı zaman gradin yakalarını camadan astarı hizasından serene bağlamak için kullanılan çelikli halatlara denir.
MORİZE PATASI : Yelkenlerin camadan astarları hizasında ve gradin yakalarında gradin halatının kuruz kırılması ile meydana gelen anelelere denir. Bunlara camadan patası da denilir.
MORS FENERİ : Gemilerin direk veya seren cundalarında, manipleye bağlı lambalardır. Görünür işaretle yapılan yakın mesafe muharebesin de kullanılır. Muhabere Mors alfabesi ile yapılır.
MUATTAL OLMAK : Bir geminin, herhangi bir sebepten sefere çıkamayacak ve tamiri mümkün olmayacak derecede arızalı olup tersaneye bağlamasıdır.
MUAYENE VİDASI : Torpidolarda hava haznelerinin ön kapaklarının ortalarında bulunan vidalara denir.
MUHABERE BORUSU : Elektrikli muhabere sistemlerinin arıza yapması halinde köprü üstü ile önemli merkezler arasındaki muhabereyi temin etmek üzere gemi dahiline donatılmış pirinç veya bakırdan yapılmış borulara denir. Bu boruların ağız kısmında ıslık sesi çıkaran tapalar vardır. Herhangi bir yerle konuşulacağı zaman konuşacak kişi bu tapayı çıkartır ve ağzını deliğe dayar ve kuvvetlice üfler. Boru içindeki hava basıncı diğer taraftaki düdüğü öttürür. Bu ikaz üzerine diğer tarafta tapayı çıkartarak konuşma sürdürülür.
MUHALİF HAVA : Bozuk olan veya bozacağı belli olan havalara denir.
MUKANNEN : Gemilere verilen tüm levazımatın, geminin tipine göre tespit edilmiş miktarına denir.
MURABBA YELKENLER : Gabya yelkeni ile tirinket ve mayıstra yelkenleri seren yelkenlerine verilen diğer bir addır.
MURABBA YELKENLİ : Kabasorta yelkenli gemilere denir.
MURAHAMAT : Bkz. Harita ve remiz işaretleri.
MUŞAMBA : Güverte üzerinde ve açıkta bulunan Pusula, Dümen dolabı, Makine Telgrafı, Irgat gibi alet ve cihazları yağmurdan ve çiğden korumak için yağışlı havalarda ve geceleyin üzerine örtülen branda bezinden yapılmış örtüdür.
MUTEDİL RÜZGAR : Tepelerinde köpükler görülen ve dalga boyları uzayan saatteki sürati 11-16 mil olan rüzgara denir.
MUVAZENE MERKEZİ : Gemiyi su üzerinde taşıyan sephiye kuvvetlerinin ortalaması dikey sephiye merkezi noktasından yukarıya doğru tesir eder. Gemi biraz yatacak olursa su altındaki B noktası B.1 noktasına hareket eder. Geminin meyilli halinde sephiye kuvvetinin tesir istikametini gösteren hat, dikey vaziyetteki tesir istikametini gösteren hattı M noktasında bulunur. Bu noktaya muvazeme merkezi veya noktası denir.
MUVAZENE MERKEZİ YÜKSEKLİĞİ : Geminin ağırlık merkezi (G) ile muvazene merkezi (M) arasındaki yüksekliktir. (G) noktası daima sabittir. Ancak (B) ve (M) noktaları gemi yalpa yaptıkça sepiye merkezi (B) ile muvazene merkezi (M) daima yer değiştirirler.
MÜCEF : Topların içindeki boşluğa denir. Bu boşlukların çapı ile topların büyüklükleri ifade edilir.
MÜCERRİT : İletken olmayan maddelere denir.
MÜHENDİS BAĞI : Bindirme kanca bağı veya kavalye denilen bağlardır.
MÜKERRER HALAT : Kullanılmayacak derecede yıpranmış olan dört burgataya kadar olan halatlara denir. Yeni halatların kullanılmayacağı yerlerde palet , usturmaça v.s. gibi şeylerin yapılmasında kullanılır.
MÜNİ KASA : İki halattan, birinin çıması ikincinin bedenine, ikincinin çıması birincinin bedenine kasa dikişi ile dikilerek oluşturulan kasaya denir. Buna emzirme kasa da denir.
MÜRNEL : Kolları ilk önce sola, daha sonra üç kol bir araya getirilerek sağa bükülmek suretiyle yapılan ince iplerdir.
MÜRSELE KİLİTİ : Pürmeçe tutmakta, pürmeçe halatının çımasını zincir baklasına kilitlemekte kullanılır. Diğer kilitlere nazaran ayrı bir yapıya sahiptir. Bedeni daha uzun ve hafif eğridir. Harbisi yuvasına oturduktan sonra harbi üzerindeki siğile yarım tur attırmak suretiyle harbi kilitlenir.
MÜRSELE PİYANI/BAĞI : Bir çeşit piyan olup, diğer piyanlardan farkı, iki kalın halatı veya iki zinciri birbirine en az iki burgatalık halatla sarma işlemidir. Bir halatı direk veya serene yahut diğer bir halatın bedenine bağlamakta kullanılan bağdır. Buna Ala Portekiz piyanın değişik bir şeklidir.
MÜSEDEME PALETİ : Muhtelif sebeplerle gemi bordasında su kesimi yakının da veya alt tarafında açılan delikleri geçici olarak kapatmak ve suyun içeriye girmesini azaltmak maksadıyla kullanılan ve karina zinciri vasıtasıyla yara üzerine getirilen bir tarafı tüylü kare şeklindeki palete denir. Modern gemilerde yara paletleri pek kullanılmamaktadır.
MÜSADEME : Bir geminin seyir halinde herhangi bir sebeple diğer bir gemiye çarpmasıdır.
MÜSADEME PERDESİ : İki geminin çarpışması halinde suyun gemi içersine girmesini önlemek maksadıyla gemi boyunun % 5 mesafesinde sintineden güverteye kadar uzanan su geçirmez perdelere denir.
MÜSTAMEL HALAT : Dört burgatadan daha büyük burgatada olan ve kullanılmayacak derecede yıpranmış halata denir. Palet, paspas v.s. gibi şeylerin yapılmasında kullanılır.
MÜŞİR : Genel olarak herhangi bir taksimatı göstermek üzere yapılmış ibrelerle, kertiklere denir.
MÜTEHARRİK İZBARÇO BAĞI : Leş bağına verilen diğer bir addır. Sugalı izbarço bağı da denir.
MÜTEHARRİK TORNO : Herhangi bir palangada sabit olmayıp hareket eden makarası, tornosuna denir.
MÜTENAYİP FENER : Işık rengini zaman zaman değiştiren deniz fenerlerine denir.
MÜTEVAZİN DÜMEN : Dümen yelpazesinin üçte bir kısmı dümen ekseninin baş tarafında üçte iki kısmı kıç tarafta olan dümene denir.
MÜTEVAZİN PALANGA : Eski tarz gemilerde ve halen bazı yelkenlilerde sert havalarda denizlerin dümene vurması sonucu yekenin zincir donanımlarının silkinti ile kesilmesini engellemek üzere dümen yekesi üzerine vurulan emniyet palangasıdır.